37 yaşında 79 kilo verdi: “Aç kalarak hata yaptığımı geç de olsa anladım”

 


Norveçli 37 yaşındaki Maria Kirkeland, yıllar boyunca farklı yöntemlerle kilo vermeye çalışsa da neredeyse hiçbir sonuç alamadı. “Ne yaparsam yapayım başarısız oluyordum” diyen Kirkeland, sonunda hedeflediği büyük değişimi gerçekleştirmeyi başardı. Hem bedenini hem de düşünce tarzını dönüştüren Kirkeland, birkaç yıl içerisinde tam 79 kilo verdi. Ona göre bu dönüşümün sırrı bambaşka bir yerde gizliymiş.

Kirkeland uzun süre az yiyerek kilo vermeye çalıştığını, fakat bunun tam tersi etki yaratarak onu aşırı yeme döngüsüne soktuğunu söylüyor. Daha sonra beslenme düzenini tamamen değiştirerek kalori ve protein dengesine dayanan sağlıklı ve sürdürülebilir bir plan oluşturduğunu belirtiyor.

Maria’nın kilo verme sürecinde öğrendiği en önemli gerçek ise sadece motivasyona güvenmenin büyük bir hata olduğu. Ona göre başarıyı getiren asıl faktör, motivasyon değil, istikrar ve günlük hayata uyarlanabilen alışkanlıklar.

“Motivasyon çok abartılıyor. Her gün motivasyonlu olamazsınız, bu mümkün değil. Başarıyı getiren şey; düzen ve devamlılık,” diyor.

Kirkeland, insanların çoğu zaman hızlı sonuç vaad eden popüler diyetlere yöneldiğini, ancak bu yöntemlerin sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Ona göre en kritik adım, gerçek hayatta uygulanabilir bir beslenme ve spor planı kurmak. Aksi hâlde insanlar kendini başarısızlığa sürüklemiş oluyor.

Maria, beslenme düzenini dengelemekle kalmayıp spor programına da ağırlık antrenmanlarını ekledi. Bu sayede hem kilo verdi hem de daha güçlü ve sağlıklı bir vücuda sahip oldu.

Yağ yakma uzmanı ve kişisel antrenör Jordan Syatt da Kirkeland’ın yaklaşımını destekleyerek motivasyonu beklemenin büyük bir hata olduğuna dikkat çekiyor. Ona göre önce harekete geçmek gerekir, motivasyon ise sonradan kendiliğinden gelir.

Maria, kilo verme sürecinde acele etmenin en büyük hatalardan biri olduğunu söylüyor. Sonuç odaklı yaşamak yerine süreci sevmeyi öğrendiğinde gerçek değişimin başladığını vurguluyor:

“Eğer kendinizi iyi hissetmiyorsanız bu yola devam edemezsiniz. Günlük zorluklar elbette olacak ama önemli olan vazgeçmemek,” diyor.

Beslenme uzmanları da Maria Kirkeland ile aynı görüşte. Onlara göre sağlıklı yaşamda 80/20 kuralı büyük önem taşıyor:

  • Beslenmenin %80’i sağlıklı ve dengeli olmalı,

  • Kalan %20’de ise kişinin sevdiği yiyeceklere yer verilmeli.

Bu yaklaşım hem psikolojik rahatlık sağlıyor hem de beslenme düzeninin sürdürülebilirliğini artırıyor.



Yorumlar