Güneş Sistemi’nin en uzak noktalarında, keşfedilmeyi bekleyen dev bir gezegen olabileceği fikri yeniden gündeme geldi.
Bilim insanlarının “Dokuzuncu Gezegen” adını verdiği bu varsayımsal gök cismi, yıllardır cevabı aranan bir kozmik bilmecenin kilit noktası olabilir.
Aslında bu tartışma yeni değil. 1930’larda Plüton keşfedilmeden önce “X Gezegeni” fikri ortaya atılmış, Uranüs’ün yörüngesindeki sapmaların büyük bir kütlenin çekiminden kaynaklandığı düşünülmüştü. Bu gizem 1990’larda Neptün’ün kütlesinin yeniden hesaplanmasıyla çözüldü. Ancak 2016’da Caltech’ten Konstantin Batygin ve Mike Brown, benzer bir senaryoyu yeniden masaya koydu.
Araştırmacılara göre, Neptün’ün ötesindeki Kuiper Kuşağı’ndaki bazı cisimler, Güneş’in çekiminden başka bir kuvvetin etkisi altında hareket ediyor. Bu “görünmez” kütlenin, Dünya’dan birkaç kat büyük bir Dokuzuncu Gezegen olabileceği düşünülüyor.
Caltech ekibi, gözlemler arttıkça bu teorinin güçlendiğini savunuyor. Mike Brown, 2024’te “Dokuzuncu Gezegenin olmama ihtimali çok düşük” açıklamasıyla iddiasını yineledi. Ancak karşıt görüşler de mevcut. En büyük soru hâlâ şu: “Eğer varsa, neden hâlâ bulunamadı?”
Bazı astronomlar bunun sebebini veri yetersizliğine bağlıyor. Kimileri ise alternatif olarak devasa bir enkaz halkası ya da küçük bir kara delik olabileceğini öne sürüyor.
2023’te keşfedilen KQ14 adlı bir gök cismi ise yörüngesindeki beklenmedik istikrarla tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bu durum, Dokuzuncu Gezegen varsa bile Güneş’ten 500 AU gibi çok uzak bir mesafede olabileceğini düşündürüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder